- Açıklama
Açıklama
Böylece açıklık kazanıyor ki, çelişkinin çelişkisi kanunu, hareketin onunla yorumlanışı ve çekişmezlik prensibine inanan metafizikçilerin fikirleri etrafında koparılan her türlü şamata, gürültü, patırtı ve alaya alma; bütün bunların hepsi hareket hakkında arzettiğimiz felsefî mefhuma döner ki, Marksistler onu anlamakta hataya düşmüşler, hareketin bütün aşamalarında kuvve ile fiilin birbirine kenetlenmesi veya bir arada bulunmasını; karşıt edimlerin bir yerde yığılması, sürekli çelişki ve çelişenler arası çatışmalardan ibaret saymışlar, bu nedenle çelişmezlik ilkesini reddetmiş ve genel mantığın tümden değersiz olduğunu ilan etmişlerdir.
Marksistlerin bu çabası, sahasında ilk değildir. Çünkü metafizikçi düşünürlerin bir kısmı da eski felsefe tarihinde böyle bir girişimde bulunmuşlardır. Bir farkla ki, Marksistler bu çabalarıyla çelişkiyi haklı çıkarmak istemişler diğerleri ise, çelişkiyi barındırmasını varsayarak, hareket olasılığının iptaline kanıt getirmeye çalışmışlardır.